Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun simgesi olan 5 Ocak tarihi yaklaşırken, Pozantılı Cumali Püskürten, dedesi ve ninesinin Milli Mücadele'de kullandığı tarihi gazi silahları birer emanet olarak saklıyor. Bu kutsal hatıralar, Adana'nın kurtuluş destanını ve Türk milletinin bağımsızlık azmini günümüze taşıyor.
Silah Değil, Tarihin Kendisi
Pozantı Karboğazı'nda ninesi Gülekli Hatice ve dedesiyle birlikte Fransızlara karşı omuz omuza direnişe katılan bir ailenin torunu olan Cumali Püskürten, evinde sergilediği üç kıymetli gazi silahı anlattı. Bir kılınç, bir mavzer süngüsü ve ninesinin kullandığı çifte horozlu dolma av tüfeğinin sadece birer eşya olmadığını belirten Püskürten, "Dedemden ve ninemden bana kalan bu silahlar, bu toprakların bağımsızlık mührüdür," diyerek duygularını dile getirdi.
O dönemde halkın silah bulamadığında elinde ne varsa onunla savaştığını hatırlatan Püskürten, "Adana halkı, Milli Kuvvetler Komutanlığı'nın çağrısıyla topyekûn ayağa kalktı. Dedem kasatura, ninem ise av tüfeğiyle düşmana karşı savaştı," dedi. Özellikle Karboğazı'nda yaşanan çatışmaların unutulmaması gerektiğini vurgulayan Püskürten, o silahların artık aileleri için kutsal birer emanet olduğunu ifade etti.
Milli Mücadele'nin Sessiz Kadın Kahramanları
Milli Mücadele'de kadınların da cephede erkeklerle birlikte yer aldığını hatırlatan Püskürten, ninesi Gülekli Hatice'nin de bu kahramanlardan biri olduğunu söyledi. "O, sadece yemek yapmadı, sadece dua etmedi; silaha sarıldı ve bu topraklar için savaştı," sözleriyle ninesinin cesaretini dile getirdi.
Bu kıymetli mirası sadece saklamakla kalmayıp, gelecek nesillere aktarmayı da görev bildiğini belirten Püskürten, "Ben bu silahları torunlarıma da vasiyet ettim. Onlar da kendi evlatlarına aktaracak. Çünkü bu sadece bizim değil, tüm Adana’nın, tüm Türkiye’nin tarihidir," diyerek vefa duygusunu ortaya koydu.
UHA Haber Merkezi - REMZİ YILDIRIM
SON YAZILAR